Derse ısınma hareketleri ile başladık. Sonra altılı gruplar olduk. İlk dersimizde öğrendiğimiz, ismimizin baş harflerinden türettiğimiz kelimelerle, bir paragraflık hikaye anlattık. İkinci bölümde, herkes kendine bir eş buldu. Birimiz kaçıyor birimiz kovalıyor. Kovalayan köpek. Diğer ikili gruplar elleriyle köprü oluşturuyor. O köprülerin altından geçiliyor. Hangi köprüde yakalanırsa, onlar, biri köpek diğeri kaçan oluyor.Köprüler de isteğe bağlı olarak , yüksek veya alçak olabiliyor. Ve de karışık köprüler, kimi köşede ,kimi ortada , kimi duvar dibi vs. Bir arkadaş zayıf, çok hızlı koşuyordu. Bu tazı gibi koşuyor dedi. Yakalanmamak veya yakalamak için hepimiz koştuk. Anlatırken pek gülünmüyor ama orada hepimiz çok gülüyoruz, eğlenceli oluyor, oyun gibi...
Daha sonraki bölümde de hoca kırmızı başlıklı kızı anlattı kısaca... yani bu masallarla büyüttük çocuklarımızı dedi. Aramızda 3 gruba ayrıldık. Bizim grup, Kurtu savunacak, neden ananeyi yediğini. Yani haklı olduğunu anlatacaktık. Hayatta kalabilmesi için yemesi gerektiği, belki yavrularını beslemek için, doğası gereği parçalamak dedik. Arkadaşın biri de hayvan sever çıktı.
Biz insanlar gibi yapmıyor hayvanlar. Karınları aç ise parçalıyor, önce erkek, yavrular yiyor sonra anne yiyor. Biz insanlar gibi buz dolabında, dip firizde aylarca saklamıyor. Tüketeceği kadar parçalıyor filan dedi. Kimi karşı çıktı kimi doğru dedi. Biraz tartışma konusu yarattı, hoca da bu tartışmayı da okeyledi.
Çay molasına çıktık, hepimiz çay molalarını çok seviyoruz. Bugün de mönümüz iyiydi. Börek,
vişneli çikolatalı kek, dereotlu peynirli kek. Kimse mecbur değil pasta börek yapmaya, biz içimizden gelirse yapıyoruz. İçinden gelmeyen de yok. Herkes güle oynaya geliyor. Haftaya dünya kadınlar günü dolayısı ile mini bir gezi yapacağız. Bir sürü seçenekler vardı, bakalım hangisi olacak?
oh oh anne, sefaniz olsun maasallah,,
YanıtlaSilcok guzel buluyorsun bunlari, hep devam et gitmeye,,,