Bu Blogda Ara

25 Eylül 2011 Pazar

24 Eylül 2011 Cumartesi

Mrs. Hockmeyer’in Muzlu Kek Tarifi

Muzlu Kek Tarifi
Malzemeler
  • 3 adet büyük boy veya 4 adet orta boy olgun muz, püre haline getirilmiş
  • 80 gram tereyağı, eritilmiş
  • 1 su bardağı (200 gram) şeker
  • 1 adet yumurta, çırpılmış
  • 1 çay kaşığı vanilya özütü*
  • 1 çay kaşığı karbonat
  • 1/8 çay kaşığı tuz
  • 1,5 su bardağı (210 gram) un
  • Yapılışı
    1. Fırınınızı önceden 175°C’de ısıtın.
    2. Tahta bir kaşık yardımıyla, geniş bir kasede püre haline getirdiğiniz muzları ve erimiş tereyağını karıştırın.
    3. Şekeri, yumurtayı ve vanilyayı ekleyip tekrar karıştırın.
    4. Karbonat ve tuzu serpip tekrar karıştırın.
    5. Son olarak unu da ekleyip karıştırın.
    6. Karışımı önceden yağladığınız 30*10 cm büyüklüğündeki bir kek kalıbına döküp, ortasına batıracağınız kürdan kuru çıkana kadar, yaklaşık 50 dakika pişirin.
    7. Fırından alın. Oda sıcaklığına gelince dilimleyip servis yapın.
    8. Bu kek tarifini internette araştırırken buldum...evde olgun muzlar vardı, denedim güzel oldu. Bu da Fransa'dan...cafe Fernando da buradan almış ve tavsiye etmiş...

kirazlı klafuti...veya (vişneli..mürdüm erikli..)


4 kisilik

450 gr kiraz

2 yemek kasigi kiraz yada baska bir brendi yada 1 yemek kasigi limon suyu

1 yemek kasigi pudra sekeri

3 yemek kasigi seker (tatlilari daha sekerli seviyorsaniz rahatca 4'e cikarabilirsiniz)

3 yemek kasigi un

175 ml sut yada krema

2 yumurta

yarim limon kabugu rendesi

yarim cay kasigi vanilya ozu

kucuk hindistan cevizi rendesi( muskat yada cevzi bevza)



1-Isterseniz kirazlarin cekirdeklerini cikarin. Pudra sekeri ve alkol yada limon suyu ile karistirip bir kenarda 1-2 saat bekletin.

2-Firini 190 dereceye isitin. Fazla derin olmayan bir firin kabini yada graten kabini tereyag ile iyice yaglayin.

3-Unu eleyip, sekeri katin. Sutu ekleyip iyice cirpin. Sirasiyla yumurtalari, limon kabuklarini, kucuk hindistan cevizi rendesini, vanilya ozunu katip iyice karisana kadar cirpin.

4-Kirazlari yagladiginiz firin kabina dizin, ustune 3 numaradaki siviyi dokun. 45 dk pisirin. Soguyunca servis yapin.


 Fransa'da ninelerin torunlarına yaptıkları bir tatlıymış...arkadaş mürdüm erikli yapmış, çok lezzetli olmuş...şiddetle tavsiye ediyor.
Bu da alıntıdır, unutmamak üzere günlüğe geçmiştir.

mürdüm erikli tart

Erikli1
- 250gr. un
- 125gr. tereyağ
- 75gr. şeker
- 1 yumurta
- 1/2 paket kabartma tozu
- 1 fiske tuz

- 1 kilo mürdüm eriği
- 1 avuç file badem
- 1 avuç şeker

1- Hamuru hazırlayın. Hiçbir püf noktası yok, bütün malzemeyi birlikte yoğurun ve sert bir hamur elde edin.
2- 28 cm.’lik kelepçeli kalıbı yağlayın. Hamuru düzgünce yayın ve kenarlarını 3 cm. kadar yukarı çekin.
3- Taze erikleri 4′e bölün. Hafifçe birbirlerinin üzerine yatacak şekilde dizin. (Sivri uçları pişince hafif yukarı kalkıyor ve çok hoş görünüyor.) File badem ve 1 avuç şeker serpiştirin.
Eğer donmuş erik kullanıyorsanız çözdürmeye gerek yok. Biz buzluktan çıkarıp hemen kullandık. Daha çok sert oldukları için kesemedik ve ikiye bölünmüş halleriyle hamurun üzerine dizdik. Aslında erikleri 4′e bölebilseydik, üzeri çok daha düzgün olacaktı. Dizerken hamurun üzerinde boşluk kalmamasına dikkat edin.
4- Önceden ısıtılmış fırında, 175° C’de erikler suyunu salıp çekene kadar pişirin. (Yaklaşık 40-50 dakika)

Serviste üzerine tekrar şeker serpebilirsiniz. Ama yanında mutlaka çırpılmış krema olsun. 
Başka bir blogtan alıntı...günlüğüme geçmek daha kolay geldi, unutmamak için..

7 Eylül 2011 Çarşamba

Slivri'den şiirler ...

Nail Güreli'nin köşesinde paylaştığı, Silivri'de tutuklu olan Nedim Şener'in gönderdiği şiiri, ben de bloğumda paylaşmak istedim :
     Güneşsiz gün / Yağmursuz bulut / Çiçeksiz, yapraksız bahar / Topraksız hayat / Olur muymuş, olurmuş...
      Güneşsiz gün / Yağmursuz bulut / Çiçeksiz, yapraksız bahar / topraksız hayat / Olurmuş, oldu...
      Dakikalar, saatler, günler, aylar geçti / Bir tek sensiz olmuyormuş, olmadı / Sensizlik geçmedi, geçmiyor...
      Mustafa Balbay'ın da şiirsel yazısını da paylaşıyorum :
      İnsan da ağaç gibidir. / Dallarından köklerine, / gövdesinden meyvesine / koca bir orman vardır içinde. / yalnızlık o ormanın dört mevsimidir. / Yalnızlık / aynı zamanda duygular ormanıdır. / İçine hiçbir şey katılmamış / en saf  haliyle / yaşarsın onları.
      Yaşam nerede olursa olsun zengindir. / Yalnızlığını kendi içinde / kocaman bir ormana dönüştürebilir / insan.
       Böyle bir ormanda / umut güneşi de hiç batmaz / zaten.